Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, aralarında sözde "emniyet imamı" olan eski öğretmen Ali Kemal Ayvaz ile Trabzon Emniyet Müdürlüğü Cinayet Şube Müdürü Hüdayi Okur'un da bulunduğu 5 eski polisin yargılandığı davaya devam edildi.

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ikinci duruşmaya, tutuklu sanıklar sözde emniyet imamı Ali Kemal Ayvaz, eski Cinayet Şube Müdürü Hüdayi Okur ile polis memurları Serdar Yıldırım, Yakup Demirci, Murat Sumeli, tutuksuz sanık Ömer Kömür ile avukatları, sanık yakınları ve tanıklar katıldı.

Hakkında, "emniyet imamlığı yapmak, kod isim kullanarak toplantı ve sohbet düzenlemek," "ByLock" kullanmak ve "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan dava açılan eski öğretmen Ali Kemal Ayvaz, savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.

ByLock programını kullanmadığını ileri süren Ayvaz, cep telefonunun incelenmesini talep etti.

Tutuklu sanıklar Murat Sumeli, Serdar Yıldırım ve Yakup Demirci de suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, tahliyelerini talep etti.

Tutuklu sanık eski Cinayet Şube Müdürü Okur, ilk duruşmada verdiği beyanları değiştirerek, sohbetlere katıldığı ve örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığını itiraf etti.

Darbe girişiminden üç gün sonra görevden alındığını ve bir süre sonra tutuklandığını aktaran Okur, "Daha önce niçin reddettiğimi düşündüğümde evet örgüte gerçekten üye olmadım. Gitmiş olduğum toplantılarda risale okundu. Vicdanen sordum 'neyi saklıyorsun' diye. Evet, bylock kullandım. Gelen mesajlar dini içerikliydi. Sadece sohbete katıldım." şeklinde ifade verdi.

Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için mahkemeye sunduğu dilekçedeki beyanlarının doğru olduğunu dile getiren Okur, "Düşündüm, 'Niye gizliyorum, niye saklıyorum?' diye sordum ve bu dilekçeyi yazdım. Sohbete katıldığım doğru, ByLock kullandığım doğrudur." şeklinde konuştu.

Cinayet şubede 3 yıl görev yaptığını belirten Okur, "Bir terör örgütünün amacı kaos ve huzursuz ortam oluşturmaktır. Ben ise tersini yaptım. Trabzon'da bir tane bile faili meçhul olay meydana gelmedi. Kesinlikle terör hesabına bir iş yapmadım." diye konuştu.

FETÖ ile 2003 yılında Ankara'da çevik kuvvet şubede görev yaparken Süreyya isimli arkadaşı aracılığıyla tanıştığını ve sohbetlere katıldığını aktaran okur, bu arkadaşı tayin gidince artık katılmadığını söyledi.

Trabzon'a 2011 yılında tayin olduktan sonra 2013 yılına kadar hiçbir toplantıya katılmadığını belirten Okur, 2013'ten 2016'ya kadar toplantılara katıldığını aktardı.

Sözde emniyet imamı olan sanık Ali Kemal Ayvaz ile 2013 yılı başlarında tanıştığını belirten Okur, "Çok iyi hatırlamıyorum. O bana ulaştı. Sohbetlere davet etti. Kabul ettim. Ali Kemal Ayvaz'ın verdiği sohbetlere katıldım." dedi.

İlk zamanlar sohbetlere yalnız katıldığını aktaran Okur, "Tanışma faslı gibi geçerdi. İleriki zamanlarda polisler Yakup Demirci ve Fehmi Gökçe ile katıldım. Bu sohbetler Ali Kemal Ayvaz'ın Akçaabat'taki evinde olurdu. Ben Trabzon merkezde otururdum. Biz onun evine giderdik. Ayda bir yapılırdı. Ali Kemal Ayvaz'ı sadece bize sohbet veren abi olarak tanıdım." şeklinde konuştu.

Okur, mahkeme başkanının telefonuna ByLock programının kim tarafından yüklendiği sorusu üzerine, Ali Kemal Ayvaz tarafından indirilip yüklendiğini söyledi.

ByLocktan dini içerikli mesajlar geldiğini ve sohbet günlerini belirlediklerini ifade eden Okur, "Hatırladığım kadarıyla 2015 yılı başında yükledim. Ayrıca Fehmi ve Yakup'ta da program yüklüydü. Bunlara istersem ByLock mesajı gönderebiliyordum. Onlara da Ali Kemal Ayvaz yüklemişti." dedi.

Okur, konuşması sırasında kürsüde baygınlık geçirerek yere düştü. Duruşma salonundaki koltuklara yatırılan Okur, sağlık ekibinin müdahalesi sonucu kendine geldi.

Verilen aranın ardından devam edilen duruşmada Okur, samimi bir şekilde her şeyi söylediğini belirtti.

Cumhuriyet savcısı tarafından sorulması üzerine Okur, Ali Kemal Ayvaz'ın kod isim kullanmadığını, himmet istemediğini ancak fakir öğrencilere yardım adı altında birkaç kez para verdiğini kaydetti.

Cumhuriyet savcısı beyanında, adı geçen Fehmi Gökçe’nin yargılandığı dosyanın dava dosyasına eklenmesine, Hüdayi Okur’un ise aleyhindeki delil durumu ve celsede verdiği sözlü beyanları dikkate alındığında adli kontrol şartıyla tahliyesini, diğer sanıkların ise mevcut hallerinin devamını talep etti.

Sanık avukatlarının dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, Okur'un yurt dışına çıkış yasağı getirilerek tahliyesine, diğer sanıkların ise mevcut hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.